Bazen zaman yok olur. Dakikalar kırılır, saatler erir.
Hiçbir şey ilerlemez… ama her şey olur. Ve sen birden fark edersin: Kalbin atıyor.
Hiçbir şey yapmadan, hiçbir yere gitmeden, yaşıyorsun. Zamansız zamanlar, yaşamın seni en çok duyduğu anlardır.
Görünmez bir eli içindeki sessizliğe dokunur. Bir rüzgâr geçer içinden, adı yoktur ama taşıdığı his sonsuzdur. İçinde bir yer vardır, hiç yıkılmamış, hiç kirlenmemiş.
Zamansız bir tapınak… Ve sen oraya varırsın. O anda, dış dünyanın bütün gürültüsü susar. Endişeler anlamını yitirir.
Ve kendine ilk kez dokunursun sanki uzun bir yolculuktan döner gibi. Bir "an" olur, ve o an tüm ömürlere bedeldir. Yaşadığını fark etmek, nefes almak değil sadece…Nefesin içinde kim olduğunu duymaktır. Yaşamın senden geçmesine izin vermektir. Acıyla, sevinçle, yitirişle, başlangıçla… Hepsiyle.
Ve en çok da, her şeyin bittiğini sandığında içinde hâlâ kıpırdayan bir şey olduğunu fark etmektir. Adı umut değildir belki çünkü o daha kadim, daha ilahi bir şeydir.
Belki de hayat, tam da zamanın yok olduğu yerde başlıyordur. Ve sen, zamansız zamanlarda gerçekten doğuyorsundur.
Yorumlar